24 Ekim 2010 Pazar

Viyana’da tarihin izinde


“Viyana Kuşatmasının ardından Türk ordusundan geriye kalan her şey Avusturyalılar tarafından büyük bir özenle saklanmış ve bugün çeşitli müzelerde sergilenmekte.”

“Viyana Kuşatmasının izlerini hemen her yerde görebilirsiniz. Sanki Viyana Kuşatması dün gibi gerçek Viyana’da.”

Viyana, geçmişi her dem canlı tutan tarihi dokusuyla ilgi odağı olmuş bir şehirdir. Köklü bir geçmişe sahip olan Viyana’nın tarihindeki en büyük olay şüphesiz Viyana Kuşatmalarıdır. Bu o kadar belirgindir ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerçekleştirdiği kuşatmanın üzerinden geçen onca zamana rağmen Viyana Kuşatmaları dün gibi gerçektir Viyana’da… Belki birçoğumuzun izlediği Banu Avar’ın TRT’de yayınlanan “Viyana’da Türk korkusu” adlı belgeselinde bu anlamda önemli ayrıntılar yer alıyor. Banu Avar, ısrarla şu soruyu gündeme getiriyor. Üzerinden 300 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen neden Viyana Kuşatmaları belleklerde sıcak tutulmak isteniyor. Oysa Avusturya belki tarihindeki en büyük yıkımı İkinci Dünya Savaşı’nda yaşadı. Ancak Viyana’da henüz 50 yıl önce yaşanan bu savaşın izlerini bulabilmek imkânsız gibi. Buna karşılık Viyana Kuşatmasının izlerini hemen her yerde görebilirsiniz. Avar’ın ifadesiyle sanki Viyana Kuşatması dün gibi.

Banu Avar aslında haksız da sayılmaz. Avusturya tarihine “Türkenbelagerung” olarak geçen kuşatmanın izlerine Viyana’nın her yerinde rastlamak mümkün. Şehrin göbeğinde Stephans Katedrali üzerinde Osmanlı askerlerini ayaklarına altına almış Avusturya ordusunu resmeden bir heykel mevcuttur mesela. Bu örneklerden sadece biri tabii. Şehirde Türklerle yapılan savaşı anlatan sayısız anıt, heykel, resim veya tablo görebilirsiniz.

Viyana Kuşatmasının ardından Türk ordusundan geriye kalan her şey Avusturyalılar tarafından büyük bir özenle saklanmış ve bugün çeşitli müzelerde sergilenmekte. Bunların başında Viyana Şehir Müzesi ve Tarihi Ordu Müzesi geliyor.

Tarihi Ordu Müzesi kuşatmanın anılarıyla dolu adeta. Müzenin duvar işlemelerinde savaşı anlatan birçok resim ve yağlı boya tablo bulunuyor. İşin ilginç yanı Osmanlı askerleri öyle bir şekilde -bugün ancak korku filmlerinde görebileceğimiz kötü tiplemelerin çirkinliği ve gaddarlığıyla- resmedilmiş ki; gördüğümüz manzara insanın içini acıtıyor, moralini bozuyor. Bunu sadece çizilen bir tablo olarak görmemek gerek zira Avrupalıların bugün Türklere bakış açısı çok da değişmiş sayılmaz. Avusturyalı yazar Rubina Möhring Herold’ın 1982’de kaleme aldığı “Türkisches Wien” adlı kitap bu çarpıtılan eserlerin gölgesinde kalmış.
Yazar Herold, Kanuni Sultan Süleyman’ın ordularının parolasını ölüm saçmak, her yeri talan etmek ve hiçbir canlı dahi bırakmamak olarak yorumluyor. Bu tür söylemlere maalesef birçok yerde rastlıyoruz.

Müzenin Türk izlerine ait bölümü yapının en geniş alanını oluşturuyor.  Bu bir anlamda Türklerin Avusturya tarihinde nasıl bir yer edindiğine dair önemli bir bilgi. Müzede ilerlerken hala o günkü tazeliğini, sadeliğini koruyan tepesindeki hilaliyle bir Osmanlı çadırına rastlıyoruz.
Kara Merzifonlu Mustafa Paşa’nın önderliğinde gerçekleştirilen 2. Viyana Kuşatması’nda Avusturyalıların eline geçen Osmanlı sancakları da müzede gösterilen bir başka tarihi eser.

RESİM ALTI YAZILAR: Resimlerin numaralarına göre:
0001 ve 0005:  2. Viyana Kuşatması’ndan Osmanlı Ordusuna ait sancaklar.
0002: Avusturyalı ressam, kuşatmanın en sert geçtiği anları müzenin duvarına böyle resmetmiş.
0003: Osmanlı’nın yenilgisi
0004: Savaş elbiseleri ve malzemelerinin hemen arkasında başka bir Osmanlı sancağı görülüyor.
0006: Viyana Kuşatması’na genel bir bakış. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder