23 Ekim 2010 Cumartesi

Avrupa bedel ödüyor

Avrupa kaybettiği aile değerlerini arıyor. Avusturya’da son iki yılda yaşanan olaylar acı bir gerçeği ortaya koyuyor. Avrupa ailenin kutsallığını bozmanın cezasını ağır ödüyor. Avrupa’da aile kurumunun yozlaşması toplumsal çözülmeyi de beraberinde getiriyor.

Graz’da üç bebeğini dondurucuya koyan anne, Viyana’da öldüğü tam 4 yıl sonra anlaşılan bir emekli, çocuklarını 7 yıl boyunca eve kapatan ve kendi pislikleri içinde yaşamaya mahkum eden sorunlu bir anne ve en son olarak babası tarafından evde ölü bulunan uyuşturucu komasına girmiş bir genç.

Avusturya’da son iki yıldır basına yansıyan haberlerden sadece birkaçı bunlar. Ülkedeki aile dramları ebetteki bunlarla sınırlı değil. Gazetelere yansıyan bu ve benzeri haberler, buzdağının sadece görünen kısmı.

Avusturya ile diğer Avrupa ülkelerinin durumu pek de farklı sayılmaz. Aile değerlerinin yok olmaya yüz tuttuğu Avrupa’da her gün farklı bir dram çıkıyor karşımıza. Birçoğu değişik nedenlere dayanıyor, ancak hepsi ortak bir noktada birleşiyor: İnanç eksikliği. Bu konuda Katolik kilise yetkilileri de farklı düşünmüyor.

Evlilik dışı ilişkiler artıyor
Avusturya İstatistik Kurumu’nun 2004 yılı verilerine dayanarak yaptığı araştırma ülkede doğan her üç çocuktan birinin nikâhsız birlikteliklerden olduğu gerçeğini ortaya koymuştu. Avrupa ülkeleri bu sosyal yozlaşmayı önlemek için bazı çalışmalar başlatmış durumda.

Geçtiğimiz aylarda Zaman Gazetesi’nde yayınlanan bir haberde Almanya’nın Köln şehrinde başlatılan ilginç uygulamaya değinilmişti. Haber özetle, “Babyklappe (bebek kutusu) uygulamasında, istenmedik doğum yapan kadınlar, bebeklerini kendilerine ayrılan kutuya bırakıyor. Anne pişman olduğu takdirde 8 hafta içinde bebeğini geri alabiliyor. Sahibi çıkmayan bebekler ise evlat edinecek aileyi beklemek üzere Gençlik Dairesi’ne gönderiliyor. Anneye çocuğunu 16 yaşına kadar görme imkânı da veriliyor“ şeklinde yer almıştı.

İlk olarak Almanya’nın büyük kentlerinden Hamburg’un Altona semtinde 2000 yılında kurulan sistem, zamanla diğer şehirlere de yayılmış. Babyklappe’lerin sayısı şu an Almanya genelinde 41 şehirde 80′e ulaşmış durumda. Söz konusu düzenekten Avusturya’da 8, İsviçre’de bir adet bulunuyor.

Konuya ilişkin en ilginç olaylardan biri de Köln’de yaşanmış. Geçtiğimiz yıl cami önüne bıraktığı bebeğinin yanına Alman vatandaşı anne şöyle bir not iliştirir: “Çocuğumun Müslüman bir aileye evlatlık verilmesini istiyorum.”

“Kutsal aile” imajı zayıflıyor
Yazar İsmail Altıntaş bu bozulmanın nedenlerini aile kurumuna gerçek anlamda önem verilmemesinden kaynaklandığını ifade ediyor. “Günümüz modern sanayi ve sanayi ötesi toplumlarında ortaya çıkan sıkıntılardan bazıları, aile kurumuna gerçek anlamda önem vermemekten kaynaklanmaktadır. Günümüz toplumlarında aile problemleri giderek çoğalmakta ve kutsal aile imajı maalesef zayıflamaktadır. Aile hayatı ulvi/yüce gayelerden uzaklaşarak dünyevileşmektir. Halbuki aile kutsal bir kurum ve geleceğimizin teminatı olarak toplumdaki asli yerini muhafaza etmek durumundadır. Özellikle aile ocağı, yetiştirdiğimiz nesiller için ilk terbiye yeri; dini, milli, manevi ve ahlaki değerlerin kazanıldığı ilk mekteptir. Sevginin aşılandığı ilk irfan yuvasıdır.
Şu hale göre; güçlü toplumlar, ancak bireyleri inanç, fikir ve ideal birliği içerisinde, içtenlikle kaynaşmış mutlu ailelerden meydana gelir. İşte o nedenle kutsal aile yuvasının devamı İslam dininde çok önemlidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder